Celal Bayar Üniversitesi’nin bağımsız araştırması sonucu sektörde en güvenli ve en olumlu sonuçları alan Can Kardeşler Kuruyemiş

Celal Bayar Üniversitesi’nin bağımsız araştırması sonucu sektörde en güvenli ve en olumlu sonuçları alan Can Kardeşler Kuruyemişin pazarlama direktörü Velit Can ile keyifli bir sohbet gerçekleştirdik.

30 yıl önce kuruyemiş sektörüne giren Can Kardeşler Kuruyemiş’in bugün 21 şubesi var. 2011 yılında büyüme kararının alınmasıyla her yıl şube sayısını ikiye katlayarak büyümeye devam eden Can Kardeşler Kuruyemiş, Katarlı bir yatırımcıyla önce İstanbul’a oradan da yurtdışına açılmayı planlıyor. Büyüme hamlesinin ardından üç yüz çeşit ürünü tezgahında barındırırken Türkiye’de üretilmeyen soslu çerez ile portföyünü genişletmeye hazırlanıyor. Celal Bayar Üniversite’sinin bağımsız olarak yaptığı testlere göre en olumlu ve en güvenli ürünlere sahip firma olduğu belirlenen Can Kardeşler Kuruyemiş ürün çeşitliliğinin yanında kaliteyi de hizmete sunuyor.

Öncelikle sizi biraz daha yakından tanıyalım?

Ben 13 yaşımda babamla amcamın kurduğu aile şirketimizde üretim bölümünde çalışmaya başladım. Şu anki üretimle o günkü üretim arasında çok büyük fark var. Eskiden üretim kişiye, göze, damak tadına dayalıydı, bugün ise sistem var. Makineye yazıyorsunuz derecesini, tuzlanmasını, ne kadar su atılacağını makine bunu yapıyor. Eskiden beceriye dayalıydı, suyu atar, pişirme ayarını belirler, karıştırmayı kendiniz yapardınız, annelerimizin evde yemek pişirdiği gibiydi. Ama şimdi her şeyin bir sistemi var basıyorsunuz düğmeye giriyorsunuz programa, o program istediğiniz ayarda, istediğiniz kilogramda malı çıkarıyor. 13 yaşımdan 17 yaşıma kadar üretimle ilgili bütün konuları gördüm. 17 yaşımda o dönem sekizinci şubemiz olan Alaybey şubemize geçtim. Altı ay biriyle çalıştım, Altı aydan sonra iki sene boyunca tek başıma çalıştım. Tek başıma çalışmaya başlayınca kendimi geliştirdim. Üretimden gelmenin de avantajıyla müşteriye yaklaşımım olsun, ürünleri anlatış biçimim olsun insanlarla sıcak bir bağ kurdum. Amcamla babam bunu farkedince beni Çarşı şubesine geçirdiler. Alaybey müşterilerimizin neredeyse yarısı telefon yağdırdılar.  2008 yılına kadar sadece satış işinde çalıştım. Daha sonra bazı dengeleri oturtmak adına şubeden ayrılıp bölge müdürlüğüne geçtim. 2011 yılına kadar bölge müdürü olarak bütün şubelere baktım. 2011’de kadrolaşmaya gittik, on bir mağazamız vardı, iki bölge müdürü çıkardık. Ben onların üstüne geçerek satış pazarlama direktörü oldum. Güzel başarılı işler yaptık. Sistemleşmeyi, sayım sistemini, personel performans sistemini kurduk. Bunları yaparken şube açmaya devam ettik. Bugün yirmi bir şubemiz, dört bölge müdürümüz var ben satış pazarlama direktörlüğüne devam ediyorum. Ek iş olarak firmanın bayilik görüşmelerini yapıyorum, aynı zamanda eğitimleri de ben ayarlıyorum. Ama vaktimin yüzde yetmişini satış pazarlamaya ayırıyorum. Satış pazarlamada yenilikler buluyoruz, inovatif çözümler üretiyoruz, etkinlikler yapıyoruz. Bulunduğum pozisyona da birini yetiştiriyorum çünkü hedeflerimiz daha büyük. Şu an için firmada yönetim kurulu üyeliği ve tüm şubelerde satış pazarlama direktörlüğü yapıyorum. Yüz küsür kişilik ekibimle güzel bir çalışma yapıyoruz.

Can Kardeşler Kuruyemiş’in kurulma sürecini anlatabilir misiniz?

1972 yılında ailem İzmir’e geldikten sonra biri boya, biri kapı, biri cam işiyle uğraşıyordu. İş yaptıkları bir ailenin tavsiyesiyle kuruyemiş işine giriyorlar. Bizim doğunun erkekleri çalışkan olur. Sabahtan geceye kadar çalışıyorlar ve kuruyemişin bütün aşamalarını öğreniyorlar. Güzel bir müşteri bağlılığı yakalıyorlar işler büyümeye başlıyor. Oradan toptancılığa, parakendeciliğe gidiyor. Kurulma sürecinde yedi gözlü bir çekmecede yapıyorduk bu işi. Kavurma işi eskiden çekmeceliydi zordu. Dediğim gibi şu an belirli bir sistemle işi aşabiliyorsunuz, ama o zamanlar teknoloji bu kadar ileride olmadığı için bir ustanın yanında işi görmezseniz bu işi yapamazdınız. İki sektörde büyüdük hem parakendecilikte hem de toptancılıkta büyüdük. Biz kuruyemiş işinde topraktan müşteriye sunumuna kadar her safhasında varız. Hem topraktan alıyoruz, hem üretiyoruz, hem ayıklıyoruz, hem kavuruyoruz, hem kuruyemiş dükkanı tutup dekore ediyoruz içini hem satıyoruz. Tek işimiz kuruyemiş başka da işimiz yok.

Hedefleriniz neler? Bu hedeflerin ne kadarına ulaşabildiniz?

Biz 2011 yılında yönetim kurulunu kurduk ve ilk başta durum analizi yaptık. Bizim yüz on kalem ürünümüz olduğunu gördük. Bunun piyasa araştırılmasıyla arttırılabileceğini düşündük. İlk hedefimiz ürün çeşitliliğini arttırmaktı. Bir yılda ürün çeşitliliğimizi üç yüz kaleme çıkarttık. Daha sonra şubeleşmeyi hedef aldık.Dört yıl gibi kısa bir sürede altı şubeden yirmi bir şubeye çıkararak %330 büyüdük. 2015 yılında bayileşmeyi hedefledik ve ilk bayiliğimizi verdik. Şimdiki hedefimiz ise bayileşme sürecinde hızlı bir yol alıp 2016 sonunda otuz beş mağazaya çıkmak. Bununla birlikte yurtdışı yatırımcılarımız var. Yurtdışında bazı projelerimiz var ama bunların içinden ayıklama yapacağız. Daha tam belirlemedik ama mutlaka bir ayağımız da yurtdışında olacak.

Celal Bayar Üniversitesi yaptığı araştırmayla yirmi üç numune üzerinden Can Kardeşler Kuruyemiş’i en güvenilir en iyi marka seçmiş. Bu konu hakkında ne söylemek istersiniz?

Celal Bayar Üniversitesi’nin yaptığı serbest piyasa araştırması bu araştırmanın bizimle bir ilgisi yok. Sonuçlandıktan sonra bize kendileri bildirdi. Şirketlerde bütünlük çok önemlidir. Bir işi biri iyi yapıyor diğeri yapmıyorsa bu firmayı ileriye götürmez. Biz gece gündüz uğraştığımız, satış pazarlama, müşteri memnuniyeti, ikramlarımız, daha nasıl müşteriye hitap edebiliriz gibi meselelerle dertleniyoruz. Ama Celal Bayar Üniversitesi’nin bu tezinden kaynaklı daha iyi anladım ki firmamızda, satış pazarlamanın doğru ürünü seçmesi doğru ürünü alması, kalite yönetiminin doğru ayıklaması ve üretimin de doğru ürün kavurması neticesinde oluşan bir sonuçtur. Bu, bir kişiyle iki kişiyle olacak bir şey değildir. Ama tabiki satış pazarlama ekibinin muhafazası büyük pay sahibidir. Çok güzel bir başarı ben çok sevindim. Çok ciddi markalarla kıyaslanmıştık orada. Bu konudan sonra satış pazarlamaya bakışım değişti. Güzel bir duygu, hissetmek yaşamak lazım. Biz dertlendiğimiz bir işte çalışıyoruz. Böyle bir netice bize gurur veriyor önümüze daha iyi bir hevesle bakmamızı sağlıyor.

Markalaşma, kurumsallaşma ve Ar-ge konusunda çalışmalarınız neler?

Markalaşmayı biz dört senedir yapıyoruz. Kurumsal kimliğimiz oturmuş durumda. Bunun dışında “Cafe Nut” olarak ek bir marka çıkardık. Kafeler zinciri kuracağız. Ar-ge yatırımlarımız konusunda Türkiye’nin belli başlı markaları içine gireriz. Çünkü üç üniversiteyle ve kendi laboratuvarlarımızla gerçekleştiriyoruz. Türkiye’de kuruyemiş sektöründe yenilik anlamında en çok ürün çıkartan firmayız. Kayısı, ceviz, incir karışımıyla meyve kokteylini çıkartan biziz. Cevizin içine inciri koyan incir dolma yapan ilk firmayız.  Bugün saray inciri denilen bir incir yaptık. Biz bunları 2000 senesinde yaptık. Bir çok yeniliğe imza attık. İnovatif anlamında yeniliğe çok önem veren bir yönetimimiz var. Taklidi kesinlikle kabul etmiyorlar. Tamamıyla kendi içimizde oluşturduğumuz ar-ge ekibi var. Güzel ürünler çıkardık, çıkarmaya da devam edeceğiz. Türkiye’de ilk defa vasabi baharatlı olarak kuruyemiş üretimine giriyoruz. Yeniliği ve işimizi çok seven bir firmayız. İşinizi sevdiğiniz zaman gerisi arkasından geliyor.

“Keyifler çıtırında” sloganınız nasıl ortaya çıktı?

Bizim eski sloganımız “Kaliteli lezzet, güleryüzlü hizmet” idi. Bu çok genel bir söylem. Keyifler çıtırında sloganını biz 2010 yılında sahiplendik. İnsanların kuruyemiş tüketimi keyifle ilgili. Keyif de çıtır da kuruyemişle bağdaşlaşmış iki kelime. Biz bu sloganı ajansta duyduğumuz an içimizden çıkmış bir slogan gibi sahiplendik. İlk günkü gibi hala çok beğeniyorum.

Soslu çerez konusunda planlarınız nelerdir?

Soslu çerez konusunda avrupanın tamamıyla sahiplendiği bir kültür var. Cipslerde kullanılan bilimsel çalışmalar sonucu elde edilen baharatlar vardır. Bunlar Çin mutfağına İtalyan mutfağına da girerler. Barbekü sos, vasabi sos, peynir sos gibi. Biz bu ürünlerin muhteviyatını ve çerezle olan uyumunu çözdük ve bunu kavurduk. Bunu Türkiye’de ilk biz yaptık. Çok güzel bir sonuç aldık. Önümüzde bir iki ay içerisinde bunu piyasaya sunacağız. Avrupa’yı gezen bilen müşteri kitlesinin ilgisini çekicek ve bu ürünler tüketilmeye başlanacak. Bu ürünlerin toplumumuzda güzel bir yer edineceğini düşünüyorum.

Sizi diğer markalardan ayıran en önemli özelliğiniz nedir?

Bizi ayıran en önemli özellik; biz işin tohumundan mideye gidesiye kadar her safhada varız. Bunu başka yapan bir firma yok. Bizim topraktan üretime, üretimden parakendeye, parakendeden hizmete, hizmetten müşterinin midesine kadar olan bütün kısımlarda uzmanlığımız var. Biz elimizden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyoruz.

Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Güzel şeyler yapacağız. Bu yeni bir büyümenin başlangıcı büyümeye devam ediyoruz. Her yıl en az iki kat büyüyoruz. Bu yılda hedefimiz 35 şube derken bunu kastediyorum. %100 büyümek dört şube iken  kolay, sekiz şube iken biraz daha zor ama on altı şubeyken gerçekten çok zor. O yüzden bu seneki hedefimiz %80 büyüme ile otuz beş şubeye çıkmak.

admin
Author: admin

Daha Fazla Haber